Kötü suluk yönetimi kanatlı işletmelerinde nelere mal oluyor?
13 Mart 2019

Doğru suluk yönetimi, uygun bir ortamda optimal kanatlı büyümesinin sağlanması açısından anahtar bir rol oynar. Peki bu konuda neler yapabiliriz?

Kış mevsiminde havalandırmanın başlıca amacının sıcaklık yönetimi değil, hava kalitesinin kontrolü olduğu iyi bilinmektedir: genel altlık nemini azaltmak için bağıl nem takip edilerek havalandırma uygun şekilde ayarlanır. Bu uygulama altlık neminin düşük düzeyde tutulmasını sağlar. Altlık neminin kontrol altında tutulmazsa, amonyak düzeyleri artarak kanatlı sağlığının kötüleşmesi, ayak sağlığının bozulması ve sürü performansında genel bir düşüş ortaya çıkması gibi çok sayıda soruna neden olabilir.

Sahada sık gördüğümüz havalandırmayı güçleştiren – ve maliyetini yükselten – bir faktör kötü suluk yönetimidir. Kanatlılara içmeleri için su verilir; ancak suluklarımız herhangi bir nedenden dolayı suyun boşa harcanmasına, kanatlılar yerine altlığa gitmesine neden oluyorsa, hem sürü performansının düşmesi nedeniyle hem de işletme maliyetlerinin artışı dolayısıyla para kaybederiz. Akan su, ancak havalandırmanın arttırılması ya da daha sonra altlık makinesi yoluyla kümesten uzaklaştırılabilir.

İyi yönetilen bir kanatlı çiftliğinde dahi, uzaklaştırılması gereken nem miktarı şaşırtıcı düzeyde olabilir. Kanatlıların, uygun ve verimli bir şekilde büyümek için bol suya ihtiyacı vardır; ancak genellikle, suluk hatları aracılığıyla pompaladığımız binlerce galon suyun yalnızca yaklaşık üçte biri gerçekten kanatlı canlı ağırlığı olarak kümesi terk eder. Bu nemin diğer bölümü altlıkta kalır ya da havalandırma yoluyla kümesin dışına pompalanır. Kuşkusuz, su içmeyi kanatlılar için güçleştiren ya da daha az su kullanımına yol açan bir şey yapmak istemeyiz. İstediğimiz şey, altlığı kuru tutmak ve havalandırma sisteminin çalışma derecesini azaltmaktır. Ve bu makalenin konusunu da, kötü suluk yönetiminden kaynaklanan nem fazlasını minimum düzeye indirmenin basit ve maliyet etkin yöntemleri oluşturuyor. Kümeste kalan nem miktarını azaltabilirseniz, genel hava kalitesine zarar vermeden havalandırma miktarını da uygun oranda azaltabilirsiniz. Hava kalitesine zarar vermeden havalandırmayı azaltabilirseniz, aynı zamanda yakıt maliyetinden de tasarruf edebilirsiniz – işte bir kazan-kazan-kazan durumu.

Vereceğimiz bir örnek, 49 günde 6,25 pound ağırlığında broylerlerin yetiştirildiği Güneydoğu bölgesindeki gerçek kanatlı işletmelerinden alınan rakamlarla modern bir kanatlı kümesine giren su miktarını gösteriyor.

Kırk dokuz günde, kümese giren toplam su miktarı 48.165 galon ya da 414.934 pound düzeyindeydi. Bu da 207 ton suya eşit. Söz konusu kümeste yetiştirilen kanatlıların çiftlikten ayrılmaları sırasındaki toplam ağırlığı ise yalnızca 137.200 pound, yani 68 tondu. Dolayısıyla bu durumda, giren toplam su miktarının yalnızca yüzde 33’ü satılabilir vücut ağırlığı şeklinde kümesi terk etti. Peki suyun geriye kalan yüzde 67’si ya da 139 ton su nereye gitti? Altlıkta birikti ya da fanlar aracılığıyla dışarıya atıldı.

Görebileceğiniz gibi, büyük miktarda su kanatlılar tarafından satılabilir ağırlığa dönüştürülmeden atılıyor. Genel olarak, kümese giren suyun yaklaşık yüzde 65-75’inin kümes sakinleri dışındaki başka yollarla uzaklaştırılması gerektiği kabul ediliyor. Yalnızca iki seçenek var: havalandırma ya da altlık makinesi – ve tercih edilen yöntem de havalandırma. Yukarıda verdiğimiz örnekte, kötü suluk yönetiminin giren toplam su miktarında yalnızca yüzde 2 oranında artışa neden olması halinde, sürünün yetiştirildiği süre boyunca uzaklaştırılacak olan su miktarı yaklaşık olarak 1.000 galon daha fazla olabilir. Bu da, nemi uzaklaştırmak için gereken havalandırmanın aynı oranda artmasına yol açar. Dışarıdaki ortalama sıcaklık 40 derece F, galon başına LP 1,75 dolar olduğunda ve yüzde 2 oranında daha fazla suyun, havalandırma oranını eşit derecede (yani yüzde 2 oranında) arttırmamıza neden olduğu varsayıldığında, bu artış, her sürü için kümes başına yakıt maliyetinin yaklaşık 110 dolar yükselmesine neden olacaktır. Fazla gibi görünmese de, bu maliyet artışını önlemek için yapmamız gereken tek şeyin suluk sistemlerimizin yönetimine biraz özen göstermek olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, söz konusu rakam “kolayca” sağlanabilecek bir tasarruf haline geliyor; üstelik, daha iyi bir suluk yönetiminin sağlayacağı, genel performansı aynı oranda arttıran ayak kalitesi artışı ve daha iyi amonyak kontrolü gibi yararlar da buna ekleniyor.

Bunun yanı sıra, kötü suluk yönetimi ve bakımının yüzde 2 israftan çok daha fazlasına yol açabildiğini ve kanatlılar yerine altlığa giderek boşa harcanan su miktarında yüzde 2 oranındaki her artışın, maliyeti muhtemelen yüzlerce dolar ya da daha fazla arttırdığını da unutmamalısınız.

Peki suyun boşa harcanmasını önlemek için, yetiştiriciler ve yöneticilerin suluk yönetiminde büyük dikkat göstermesi gereken konular nelerdir? En sık karşılaşılan üç sorun olduğu görülüyor:
• Suluk nipellerinden gerçekleşen sızıntı
• Suluk hattı yüksekliğinin doğru şekilde ayarlanmaması
• Suluk hattı basıncının doğru şekilde ayarlanmaması

Nipel yönetimi
Nipel yönetimi, muhtemelen sahada en sık gördüğümüz sorunu oluşturuyor. Modern suluk sistemlerinin çoğunda, yeni olduğunda ya da doğru şekilde temizlendiğinde ve bakım yapıldığında sızıntıyı minimum düzeyde tutan uygun bir nipel vardır. Ancak modern bir kanatlı kümesindeki sorunların suluk sistemini etkilemesi pek uzun sürmez. Suluk hatlarında ve er geç nipellerde oluşan biyofilmler ve kontaminantlar, sonuçta nipelin uygun miktarda su sağlama ve bir kanatlı tarafından aktive edilmediğinde akışı tamamen durdurma kapasitesini azaltacaktır.

Bu sorunla mücadele etmenin en iyi yöntemi, suluk sisteminin sürekli olarak yıkanması ve temizlenmesidir. Suluk sistemleri, her sürü arasında yıkanmalı ve uygun bir temizleyici kullanılarak temizlenmelidir. Spesifik suluk sisteminiz için literatüre başvurabilir ya da spesifik sisteminize uygun olan temizleyiciler için şirket temsilcisiyle iletişim kurabilirsiniz. Neredeyse tüm sistemler için uygun olan birkaç temizleyici vardır.

Etkili olduğu kanıtlanmış olan en yaygın temizleyici/dezenfektanlardan biri, kanatlı sarf malzemesi tedarikçilerinin çoğunda galonluk kaplarda bulunabilen yüzde 35 hidrojen peroksittir. Yetiştirici bir medikatör sistemi kullanabilir ve medikatör aracılığıyla suluk sistemine bir galon su başına 1 ons oranında yüzde 35 peroksit pompalayabilir. Suluk hatları, hattın sonunda köpüklü su görülünceye kadar bu karışımla yıkanmalı ve daha sonra karışım en az birkaç saat süreyle bekletilmelidir. Temizleyici ajan sistemde bekletilirken her nipelin manuel olarak aktive edilmesi iyi bir yöntemdir. Bu işlem, nipellerin temiz tutulmasına yardımcı olacaktır.

Daha sonra suluk hattının akış portu ucundan temiz su dışında başka hiçbir şey gelmeyinceye kadar temiz su ile durulanmalıdır. Suluk hatlarının yetiştirme döneminde hat başına en az 20 dakika süreyle en az iki kez temiz su ile yıkanması da iyi bir uygulamadır. Bu işlem biyofilmler ve kontaminantların minimum düzeyde tutulmasına ve ‘sürüler arasında’ yapılan temizliğin daha etkili hale getirilmesine yardımcı olur. Suluk sisteminde biyofilmden kaynaklanan ağır bir kontaminasyon varsa ve nipellerde kötü bir sızıntı varsa, bu basit hidrojen peroksitle yıkama işleminin, muhtemelen sistemi optimum çalışma durumuna geri döndürmek için yeterli olmayacağı belirtilmelidir. Böyle bir durumda, son derece kirli olan bir sistemin nasıl temizleneceğine ilişkin talimatları öğrenmek üzere, yetiştiricinin, kullandığı spesifik suluk sisteminin temsilcisi ile iletişim kurması önerilir.

Suluk sisteminden vitaminler ya da iyot gibi diğer katkılar geçirildiğinde de dikkatli davranılmalıdır. Bu katkılardan bazıları suluk hatlarında birikime neden olabilir ve sızıntı sorunlarına katkıda bulunabilir. Bazıları, özellikle de şekerli maddeler, suluk hattında biyofilm oluşumunu arttırabilir. Bu biyofilmler basınç sorunlarına ve nipellerde sızıntıya neden olabilir ve kanatlılar için sağlık sorunlarına neden olabilir. Sistemden herhangi bir katkının geçirilmesinden sonra suluk hatlarının temiz suyla yıkanması bu sorunların önlenmesine yardımcı olacaktır.

Suluk sistemi nipelleri, kümeste uzun bir süre kullanımdan sonra yıpranma nedeniyle de su sızdırabilir. Suluk sistemi nipellerinin çoğu, 5-10 yıl kullanımdan sonra değişiklik ya da onarım gerektirir. Şu anda kullanılan modern sistemlerin çoğunda, tüm hattı ya da sistemi değiştirmeden tek tek değiştirilebilen nipeller vardır. Bazı suluk sistemlerinde nipeller yenilenebilir. Her iki şekilde de, sisteminizi 5-10 yıl ya da daha uzun bir süre kullandıysanız ve nipelleriniz sızdırma eğilimi gösteriyorsa, bunları yeni ya da yenilenmiş nipellerle değiştirmeyi düşünmenin zamanı gelmiş demektir. Bunların temizlenmesi, kullanım süresi ve yıpranma sorunları için çözüm sağlamayacaktır.

Nipel yönetimi kategorisinde olmasa da, kesin olarak nipel performansını etkileme potansiyeli olan bir faktör de, uygun suluk sistemi filtre yönetimidir. Filtreler düzenli olarak, tercihen her sürüden sonra değiştirilmelidir. Yetiştiricinin su kaynağı kontaminantlarla kirlenme eğilimi gösteriyorsa, bir sürünün yetiştirilmesi sırasında da filtrenin değiştirilmesi gerekebilir. İlgi gösterilmez ve kontaminantlarla kaplanırsa, filtreler yalnızca su akışını kısıtlamakla kalmayıp, bazı kontaminantları geçirmeye başlayarak suluk regülatörlerinin tıkanmasına ve nipellerin açık kalarak altlığa su sızdırmasına da neden olabilir.

Suluk hattının yüksekliği
Farklı sistemlerdeki nipeller farklı şekilde harekete geçirilebilir ve bu, gereken hat yüksekliğinin çeşitli yaşlardaki kanatlılara göre değişmesine yol açacaktır. Yetiştiriciler, integratörün servis temsilcisine danışmalı ve suluk sistemi nipellerinin nasıl çalıştığını ve kanatlının yaşına ne kadar uygun olduğunu bildiklerinden emin olmalıdır. Suluk hatlarının çok yüksek ya da çok alçak olması, kanatlıların içtiği su miktarının yanı sıra, kanatlıların boşa harcadığı su miktarını da etkileyecektir. En sık rastlanan sorun, yetiştiricilerin uygun ayarlamaları zamanında yapmamasıdır. Modern broylerin büyüme hızı dikkate değer ölçüde yüksektir ve suluk sistemiyle boy ilişkisi her gün değişir. Altlıktaki değişiklikler de, kanatlı/suluk yüksekliği ilişkisini her gün etkileyebilmektedir.

Bu nedenle, suluk sistemi yüksekliğinin her gün ayarlanması gereklidir. Yetiştirici ayarlama yapmadan suluk yüksekliğini bir hafta aynı şekilde sürdürürse, bu yükseklik, kanatlı için gereken optimal suluk yüksekliğinin birkaç inç altında kalabilir. Bu durum yalnızca su israfına yol açmakla kalmayıp, kanatlı performansını da etkileyecektir. Sulukların çok yüksek olması da aynı ölçüde zararlı olabilir. Nipeli uygun şekilde aktive etmek yerine yalnızca gagalayabilmeleri nedeniyle, su içmek için çok yukarıya uzanmaları kanatlıların daha fazla su harcamasına neden olacaktır. Bunun yanı sıra, yükseklikte bir seferde iki ila üç inç şeklinde büyük bir değişiklik yapılması, ani şekilde değişen yüksekliğe alışmaya çalışmaları nedeniyle kanatlılarda strese neden olacaktır. Bu durum bazı kanatlıların su içmemesine, dolayısıyla performansın olumsuz etkilenmesine yol açabilir. Sulukların küçük artışlar yaparak günlük olarak ayarlanması her zaman daha iyi bir uygulamadır. Yetiştirici, kanatlıların yeni nipel yüksekliğine ne kadar alıştıklarını görmek ve gerekiyorsa ilave ayarlamalar yapmak için her bir suluk ayarlamasının sonuçlarını da gözlemlemelidir. Yetiştiriciler, suluk hatlarının düzlüğünü de her gün kontrol etmeli ve gerekiyorsa ayarlamalar yapmalıdır. Hattaki önemli herhangi bir alçalma ya da yükselme, bu bölümlerde sızıntılara ya da su eksikliğine neden olabilir.

Suluk hattı basıncı
Yüksekliğe çok benzer şekilde, hat basıncının da sürünün yetiştirildiği dönem boyunca sık olarak ayarlanması gereklidir. Günlük ayarlamalar yapılması zorunlu olmayabilir, ancak teşvik edilen bir uygulamadır. Pek çok sürü için, çoğunlukla basıncın haftada bir kez ayarlanması yeterlidir. Bununla birlikte kanatlılar pazara sunulma çağına yaklaştıkça, hat basınçları ile daha sık ilgilenilmesi gereklidir. Genel olarak kanatlıların yaşı büyüdükçe, hat basınçları arttırılmalıdır.

Çok yüksek basınç, tipik olarak su israfına ve nipellerin sızıntı yapmasına katkıda bulunur. Çok yüksek basınç, bir nipeli aktive ettiklerinde kanatlıların suyu boşa harcamasına neden olmasının yanı sıra, nipelden su akışının kesilmesini de güçleştirir. Çok düşük basınç, regülatörden uzaklaştıkça kanatlıların sudan yoksun kalmasına neden olacaktır. Ayarlanan basıncın suluk sistemi uzunluğuna uygun olmasını sağlamak için, her bir hattın sonundaki gösterge tüpü bilyelerinin dikkatle izlenmesi gereklidir. Tüp içindeki gösterge bilyelerinin aynı yükseklikte olmaması halinde, bu durum bir basınç sorununu ya da bir düzlük sorununu gösterebilir. Tıkanmış suluk hatları da bu soruna katkıda bulunabilir. Bu nedenle uygun yıkama ve temizleme prosedürleri de, yetiştiricinin suluk basıncını etkili bir şekilde yönetmesine yardımcı olur.

Sonuç
Uygun suluk yönetimi, çok az bir ek zaman gerektirir, ancak pek çok yarar sağlar. Konservatif örneğimizde gösterilen 110 dolar tutarındaki yakıt maliyeti artışına ek olarak, fanın çalıştırıldığı ek sürenin ve ilave kesekleşmeyi ortadan kaldırmanın da bir maliyeti vardır. Yetersiz suluk yönetiminden kaynaklanan performans kayıpları da çok pahalıya mal olabilir. Uygun ortam koşulları, broyler yetiştiriciliğinde daima önemli bir faktör olacaktır ve suluk yönetimi, uygun bir ortamda optimal kanatlı büyümesinin sağlanması açısından anahtar bir rol oynar. Kötü suluk yönetiminden vazgeçmemeniz, sizi havalandırma oranlarını arttırmak zorunda bırakır, kesekleşmeyi ortadan kaldırma süresini uzatır ve kış mevsiminde sürülerinizin genel maliyetinde daha büyük bir artış oluşturur.

Yorumlar.
    Henüz buraya kimse yorum yapmamış.Yorum yapmak için aşağıdaki paneli kullanabilirsin.
Yorum Yap.