Tavuk Gübresinin Kullanım Alanları
Tavuk gübresinin alternatif kullanım alanları, çevresel dönüşüm açısından geleceğe ışık tutmaktadır.
Günümüzde tavuk gübresinden, sığır yemi yapımı, biyogaz üretimi, doğal gübre üretimi, mantar üretiminde yararlanılmasının yanında son 10 yıldır canlı yem üretiminde de kullanılır hale gelmiştir. Tavuk gübresi yüksek azot ve mineral madde içeriğiyle geviş getiren hayvanların rasyonlarında uygun işlemlerden geçirildikten sonra yıllardan beri güvenle kullanılmaktadır. Diğer taraftan gübrelerin anaerobik ortamda mikrobiyolojik floranın etkisi ile karbondioksit ve metan gazına dönüştürülmesi ile biyogaz üreti-lebilmektedir. Bir başka kullanım alanı olan doğal gübre üretimi ise, farklı teknolojiler kullanılarak gübrenin organik katı kısmının ayrılarak kompost yapılması ve 5-6 hafta süre ile olgunlaştırılması işlemine dayanmaktadır. Yine mantar üretimi için kompost yapımında genellikle %10 düzeyinde broiler gübresi ilave edilmektedir. Son yıllarda gübrenin substrat olarak kullanımı ile larva üretilmekte, özellikle karnivor balıklara canlı yem kaynağı olmasının yanı sıra tavuk yemi olarak da kullanım alanı bulmuştur. Tüm bu değerlendirmeler dikkate alındığnda; tavuk gübresi sorun olmaktan çok katma değeri yüksek bir kaynak olarak ortaya çıkmaktadır.
Kaynaklar azalıyor
Dünya nüfusunun hızla artması ve sanayi devriminden sonra ortaya çıkan gelişmeler sonucu tarımsal ve hayvansal üretimdeki verimlilik hızla düşmüştür. Mevcut kaynakların ihtiyacı cevaplamada yetersizliği sonucu yeni ve alternatif kaynak arayışları başlamıştır. Bu amaçla tavuk gübresinin farklı alanlarda kullanılabilirliği gündeme gelmiştir.
Tavukçuluk endüstrisinin bir yan ürünü olan tavuk gübresi, sindirilmeyen yemler, vücut atıkları, altlık ve idrar karışımını içine almaktadır. Yumurta ve et tavuğu üretimi sırasında Dünya’da yıllık yaklaşık 960 milyon ton, Türkiye’de ise 12 milyon ton dışkı açığa çıkmakta ve genellikle çevre kirliliğine yol açmaktadır. Tavuk dışkısı, doğası itibarıyla, patojen mikroorganizmaların yoğun olarak bulunduğu bir çıktıdır. Bu nedenle tavuk gübresi; salmonella, coliform, riptosporidium, marek, gumbora ve hatta kuş gribi (avian influanza) gibi çok önemli hastalık etmenlerinin en önemli bulaştırıcısı olabilir.
Tavuk, tükettiği besin maddelerinin tamamını sindirememekte yaklaşık %35-40’ını dışkı ile dışarı atmaktadır. Tavuğun dışkılarıyla dışarı attığı kuru madde oranı %24 olduğu göz önüne alındığında, bu yolla çıkarılan kuru madde oranının da oldukça büyük boyutlara ulaşacağı kolayca anlaşılabilir. Hayvanların günlük ya da yıllık çıkardıkları gübre miktarları ile kimyasal bileşimi hayvanın türüne, yetiştirilen hayvan sayısına, yaşına, ağırlığına, hastalık durumuna, yemleme şekline, yem tüketimine, kümes tipi ile altlığın cinsine, çevresel koşullara, elde etme ve kurutma tekniği ile kurutma ısısına, süresine, depolama şartlarına göre değişkenlik gösterir. Tavukçuluk işletmelerinde maliyetin %70’ini yem girdisi oluşturmaktadır. Bu denli öneme sahip yem materyalinin dışkıyla atılan kısmının değerlendirilmesi hem işletme ekonomisi hem de çevre temizliği açısından önem kazanmaktadır. Dışkının besin madde içeriğinin yüksek olması ruminanatlarda yem materyali olarak, doğal gübre olarak, mantarların yetiştirilmesinde katkı maddesi olarak, son dönemlerde biyogaz üretimi ve larva üretiminde substrat amacıyla değerlendirilmesi ile işletme ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Kanatlı gübresinin etkin bir şekilde değerlendirilmesi ile tavuklardan elde edilecek gelirin artması sağlanacak, bunun yanı sıra çevre için büyük sorun teşkil eden gübrenin olumsuz etkileri ortadan kaldırılmış olacaktır.
Tavuk Gübresinin Kullanım Alanları
Ruminantlarda Yem Olarak Kullanımı
Doğada yem hammaddelerindeki azalma ve buna bağlı olarak fiyatlarındaki artışlardan dolayı yem üreticileri daha ucuz hammadde arayışı içine girmişlerdir. Bunların arasında bugün yemlere karıştırılmaya başlanan çeşitli artıklar bulunmaktadır. Tavuk gübresi de bunlardan biridir. Tavuk gübresi genellikle tavukçuluk endüstrisinin bir yan ürünü olup, içinde tavuk dışkısı, yataklık, tüy ve yem bulunur. Kurutulmuş kafes tavuğu ve yer tavuğu gübresi hayvanlara protein ve mineral kaynağı olarak verilmektedir. Verilen bu tavuk gübresinin sıcaklıkla sterilize veya pastörize edildikten yada kimyasal işlemler uygulandıktan sonra uygun depolama koşullarında muhafaza edilmesi gerekir. Genellikle kullanılan işleme metodları silolama (tavuk dışkısının nem içeriğinin yaklaşık %40 civarında olması istenir), asitle spreyleme, peletleme ve yığınlar halinde depolama (3 hafta süreyle 1.8-2.4 m yükseklikte olup yığında oluşan mikrobiyal prosesler sonucu sıcaklık 60ºC ve üzerindedir) şeklinde sıralanabilir.
Tavuk gübresindeki patojen mikroorganizmaların gelişimi önlendiğinde ve olası ilaç kalıntıları uzaklaştırıldığında güvenle sığır besi yemi olarak kullanılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2003 yılında ilk kez deli dana hastalığı ortaya çıktıktan sonra sığır yeminde tavuk dışkısı kullanımı geçici olarak yasaklanmış; ancak BSE enfeksiyonunu taşıyabilecek riskli tüm materyallerin kanatlı rasyonlarından uzaklaştırılmasının ardından 2005 yılında tavuk gübresinin sığır besi yemi olarak kullanımına yeniden izin verilmiştir.
Yumurta tavuğu ve etlik piliç gübreleri olmak üzere iki çeşit tavuk gübresi vardır. Yumurta tavuğu gübresi saf ve herhangi bir karışım içermemesi nedeniyle gübre değeri yüksektir. Etlik piliç gübresi ise, yetiştirme metodu gereği altlığı ile beraber toplandığından çeltik, talaş vb. altlık malzemeleri ile karışık bulunur. Bu nedenle yem olmaya daha çok uygundur. Tavuk gübresinin yararlı hale dönüştürülmesi ve yem olarak kullanılmasına yönelik araştırmalar FAO tarafından da desteklenmektedir.
Tavuk gübresi rasyonda enerji kaynağı olarak kullanılmasının yanı sıra diğer protein kaynaklarına göre oldukça ucuz protein kaynağı olma özelliği taşımaktadır. Aşırı mineral içeriği minimize edildiğinde dengeli hazırlanmış bir rasyon ile ruminantların besin madde gereksinimleri karşılanmaktadır. Mısır esaslı diyetle beslenen kurudaki ineklere rasyon kuru maddesinin %10-20’si, laktasyondaki ineklere %30-35’i ve buza-ğılara %50’si oranında tavuk gübresi kullanılabilir. Aynı zamanda tavuk dışkısı bulunan rasyonlara mısır ilavesi yemin lezzetini artıracaktır. Tavuk gübresi koyun ve sığırlar için 2000 kcal/kg sindirilebilir enerji değerindedir. Ruminantlarda yapılan araştırmalarda rasyona %15-30 oranında, hatta zorunlu haller göz önüne alındığında (kıtlık gibi) %45 oranında tavuk gübresi katıldığında hayvanların canlı ağırlık artışları kontrol grubu ile benzer bulunmuştur. Ünal ve ark. yaptığı bir araştırmada, tavuk gübresinde bulunan azotun rumende etkin olarak kullanıdığını belirlemişlerdir.
Biogaz Üretiminde Kullanımı
Günümüzde mevcut enerji kaynaklarının dışında, rüzgâr, deniz dalgası, şimşek, deniz yosunu, yemek artıkları, gübre gibi farklı kaynaklardan enerji elde etmek amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların yanı sıra günümüzde çevre kirliliğinin insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmış olması, kullanılacak teknolojinin ucuz enerji sağlaması yanında çevreyi kirletmemesi de önem arz etmektedir. Bu popüler teknolojilerden birisi de biyogaz teknolojisidir. Biyogaz üretiminde kullanılan hayvansal kaynaklı atıkların en önemlilerinden biri tavuk gübresidir. Tavuk işletmelerinde oluşan gübreler toprak, su ve görüntü kirliliğine yol açmasının yanı sıra sera etkisine yol açan metan gazı oluşumuna da neden olmaktadır.
Biyogaz, tavuk gübresinin havasız bir ortamda anaerobik bakterilerle kimyasal olarak parçalanması sonucu meydana gelir. Gübrelerin fermantasyonu için en uygun sıcaklık 20-35°C arasında olup fermantasyon süresi 40-100 gün civarında değişmektedir. Tavuk gübresi, anaerobik bakterilerin üreme ve gelişmeleri için gerekli olan yağ, karbonhidrat protein ve diğer besin maddelerini içermektedir. Gübreden metan gazı elde edilmesiyle ilgili olarak anaeorobik faaliyet üç aşamada gerçekleşmektedir. İlk olarak hidroliz aşamasında mikroorganizmaların salgıladıkları selular enzimler ile çözünür halde bulunmayan maddeler çamur içerisinde çözünür hale dönüşürler. İkinci aşamada çözünür hale dönüşmüş organik maddeler anaerobik bakteriler sayesinde, asetik asit, uçucu yağ asitleri, hidrojen ve karbondioksit gibi küçük yapılı maddelere dönüşmekte, böylece ortam asitliği metan oluşturucu bakterilere uygun ortam oluştururlar. Son aşama metan oluşum aşaması olup bakteriler asetik asiti parçalayarak veya hidrojen ile karbondioksit sentezi sonucu biyogaza dönüştürülmektedir. Metan üretimi diğer süreçlere göre daha yavaş bir süreçtir.
Biyogaz üretimi sırasında gübrede hastalık meydana getiren mikroorganizmalar yok olmaktadır. Bunun yanı sıra gazı alınmış gübrede böcek ve sinek larvalarının yaşaması da oldukça güçleşmekte, böylece biyogaz üretiminde enerji kaynağı oluşturulurken gübrenin çevre için tehlike oluşturması da önlenmektedir. Ayrıca biyogaz üretiminden sonra gübrenin bitki besleme açısından değerinde %20 oranında artış sağlanmaktadır. Gazı alınmış gübrede organik azotlar inorganik tuzlara dönüşmekte ve daha küçük parçalara ayrılmaktadır. Dolayısı ile buradan elde edilmiş gübre sıvı haldedir ve toprağa hemen verilebilir.
Doğal Gübre Üretiminde Kullanımı
Tarımsal üretimde gübrenin payının %50–60 arasında olduğu bilinmektedir. Modern tarımda gübreleme yapmadan yüksek ve kaliteli ürün alma imkanı yoktur. Türkiye toprakları, iklim, topografya, uzun yıllardır bitki besin maddelerinin sömürülmesi, yanlış arazi kullanımı, orman ve mera arazilerinin yok edilmesi, aşırı toprak işleme, ekim nöbeti sistemlerinin uygulanmaması ve erozyon gibi nedenlerden dolayı organik madde bakımından fakirdir. Türkiye topraklarının % 92’sinde organik madde eksikliği bulun-maktadır.
Tavuk gübresinin idrarla karışık olması, içerdiği ürik asit nedeniyle ve gübrenin olgunlaşması için doğal olarak girdiği kimyasal fermantasyon sonucu oluşan zararlı gazlar nedeniyle ortaya çıkan pis kokular, insanları ve çevredeki diğer canlıları olumsuz etkilemektedir. Yine bekletilmeden ve olgunlaştırılmadan gübre amaçlı topraklara verilmesi durumunda, içerdiği toksik etkilerden dolayı üzerindeki bitkilerde (yanma) olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bu nedenle son yıllarda önemi artan organik tarımsal üretim için organik maddece zengin ve toprağın yapısını da düzelten çiftlik gübresi kullanımını özendirmek önem kazanmıştır. İthal kimyasal gübre kullanımını azaltmak ve ülkemizde son yıllarda gelişmiş olan kanatlı sektörüne bağlı olarak açığa çıkan tavuk gübresini, bir takım işlemelere tabi tutarak ve kompostlanarak kullanımı ile ülke ekonomisine katma değer yaratılacaktır.
Şeker ve Ersoy, sera şartlarında çöp kompostu, sığır gübresi, tavuk gübresi ve leonardit uygulamasının toprak özellikleri ve mısır bitkisinin gelişimi üzerine en fazla tavuk gübresinin etkili olduğunu belirlemişlerdir. Organik gübrede C/N oranı 20’den büyük olduğunda organik materyalin ayrışması uzun sürdüğünden dolayı organik gübrenin C/N oranının 20’den düşük olması beklenir. İnal ve ark yaptıkları bir çalışmada; 5 ayrı kanatlı gübresinin (altlıklı yumurta tavuğu gübresi, 1 aylık etlik piliç gübresi, bıldırcın gübresi, kafesli sistem tavuk gübresi ve etlik piliç taze gübresi) C/N oranını oldukça düşük saptamışlardır. Yüksel, yaptığı bir çalışmada, 10 değişik kompostun kullanıldığı yetiştirme ortamında üçgül ve soğan bitkilerinin gelişimi, besin elementleri alımı ve mikoriza enfeksiyonu üzerine etkilerini araştırmış ve tavuk gübresi ile oluşturulan kompostun kullanıldığı büyüme ortamının bitki büyüme ve gelişmesine en yüksek oranda etki ettiğini saptamıştır.
Mantar Üretiminde Kullanımı
Mantarlar, yapısında klorofil içermediği için kendi besinlerini yapamazlar, dolayısıyla besin maddelerinin ortamda hazır olması gerekmektedir. Bu nedenle mantarlar, bitkisel ve hayvansal atıkların organik ve inorganik parçalanma ürünlerinden yararlanırlar. Kültür mantarı yetiştiriciliği başlangıçta at gübresinin kompostlaştırılması ile başlamıştır. Ancak at gübresinin her yerde ve yeteri miktarda bulunamaması yüzünden sentetik olarak ve çeşitli organik atıklarla kompost hazırlanmaktadır.
Sentetik kompostun ana maddesi olarak buğday, arpa, çeltik, yulaf, çavdar, mısır sap ve samanları, çayır otları ve mısır koçanı gibi tarımın yan ürünleri kullanılır. Yapısında esas olarak selüloz bulunan bu materyallerin zenginleştirilmesi ve fermantasyonun istenilen düzeyde gerçekleşebilmesi için ilave edilecek katkı maddeleri %21’lik amonyum sülfat, %26’lık amonyum nitrat, %46’lık üre, kan unu %13 N, balık unu %10.5 N, malt atığı, bira posası, pamuk tohumu küspesi – unu, soya küspesi – unu, tavuk gübresi, kepek, şeker pancarı posası, patates posası, meyve posaları, melas, pamuk tohumu kabuğu, inek gübresi, koyun gübresi, domuz gübresi, ot, yonca, üçgül samanı, CaSO4, alçı ve CaCO3’dır. Organik katkı maddeleri içinde hayvansal kökenli olanlar, tavuk, güvercin, koyun, sığır, domuz gübresi, kan ve kemik unu ve mezbaha artıklarıdır. Tavuk gübresi kuru ve yaş şekliyle en fazla kullanılan organik katkı maddesi olup kültür mantarı yetiştiriciliğinde at gübresine katkı maddesi olarak %10 düzeyinde ilave edilmektedir.
Larva Üretiminde Substrat Olarak Kullanımı
Balıkların et kalitesi büyük ölçüde beslenme şekline bağlı olarak değişmektedir. Genellikle karnivor beslenenlerin etleri omnivor ve herbivorlara oranla üstün tutulmaktadır. Dolayısıyla suni yoldan üretilen karnivor balıklarda mümkün olduğunca hayvansal organizmalarla ve canlı yemlerle beslenmeleri tavsiye edilmektedir. Canlı yem olarak genellikle Su piresi, Artemia, Rotifer gibi organizmalar kullanılmaktadırlar. Bunun yanında suni olarak yetiştirilen balıklarda yem kaynağı olarak karasinek larvaları kullanılmaktadır. Organik maddelerin kurtlanmaları genellikle karasineklerin (Musca domestica) yumurta bırakmaları şeklinde olmaktadır. Kan ve benzeri maddelerde olduğu gibi karasineklere kuluçka ortamı olan önemli maddelerden birisi de tavuk gübreleridir. Sönmez ve ark., yaptıkları çalışmada elde ettikleri kurtçukların içerik yönünden yapılan analizlerinde %10.3 protein,%1.7 yağ ve %88 su olduğunu tespit etmişlerdir. Her ne kadar kurtçukların protein ve yağ oranları ve buna bağlı olarak enerji değerlerinin düşük olduğu bilinse de karnivor balıkların doğal ortamlarda almış olduğu besinlere yakın değerler taşıdıkları için kullanılmalarında bir sakınca görülmemektedir. Sadece miktar olarak %40-50 protein ve 2500-3500 kcal içeren ticari yemlere nazaran günlük olarak daha fazla verilmeleri gerektiğini bildirmişlerdir.
Ekonomiye katkı
Hızla büyüyen tavukçuluk sektörü beraberinde birçok sorunu da gündeme getirmiş, bunlardan en önemlilerinden biri de gübre sorunudur. Son dönemlerde hem gübre sorununa bir çare bulmak hem de gübreyi değişik alanlarda kullanarak ekonomiye kazandırmak için değişik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların başında biyogaz üre-timi, doğal gübre üretimi, sığır yemi yapımı, mantar üretiminin yanı sıra canlı yem üretiminde kullanımı gelmektedir. Ülkemizde son dönemlerde tavuk gübresinden biyogaz üretimi ve organik gübre üretimi hız kazanmıştır. Bu çalışmaların artırılması ülke ekonomisinin geleceği açısından oldukça önem taşımaktadır.
Yorumlar.
Henüz buraya kimse yorum yapmamış.Yorum yapmak için aşağıdaki paneli kullanabilirsin.