Tavuklarda suyun ve su önemi
12 Mart 2019

Sürülerden optimum performansı almak için suyun bakteriyal ve kimyasal kalitesi ile su sistemi düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerektiğinde PKA® gibi ürünlerle düzeltici ve önleyici uygulamalar yapılmalıdır.

Su, canlının vazgeçilmez biyolojik bir unsurudur ve genellikle önemi unutulan bir besin kaynağıdır. Kalitesi önemli olup fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik olarak ifade edilir. Yalnızca hayati bir besin maddesi değildir ve aşağıdaki gibi birçok gerekli fizyolojik fonksiyonda rol oynar;

• Sindirim ve absorpsiyon. Enzimatik fonksiyonları ve besin maddelerinin taşınmasını destekler.
• Thermoregülasyon için gereklidir.
• Eklemlerin ve organların çalışmasını kolaylaştırır ve sindirim sisteminde besinlerin geçişini sağlar.
• Sindirim atıklarının eliminasyonuna yardımcı olur,
• Aynı zamanda kanın ve dokuların ana unsurudur.

Tavuklar yedikleri yemin yaklaşık 2 katı su tüketirler. Sıcak iklim koşullarında bu oran artar. Civcivin % 70’i sudur (çıkımda bu oran % 85’i bulur). Bu nedenle suya ulaşmadaki güçlük ve su tüketiminde azalma veya su kaybı, civcivin hayatı boyunca performansını önemli ölçüde etkiler. Sağlıklı yaşam ve biyolojik sistemdeki gerekliliği nedeniyle tavuklardan optimum performansı almak için yeterli, temiz ve kaliteli bir su sağlanması çok önemlidir.

Su Kaybı
Dehidrasyon yoksa su alımı ve kaybı denge halindedir. Su kaybının ana kaynakları solunum, gaita ve idrardır. Gaita ile %20-30 oranında su kaybı olurken ana kayıp idrar ile gerçekleşir. Sıcaklık ve ortam rutubeti su kaybını etkiler. 10 0C’de evaporasyonla su kaybı %12 civarında iken 30 0C’de %50’ye yükselir. Biyolojik performansta kalıcı bir bozulma istenmiyorsa civcivler kümese konulduğunda suya hemen ulaşabilmeleri sağlanmalıdır.

Su tüketimini etkileyen faktörler 
Yaş
Su tüketimi yaş ve yem tüketimi ile yakından ilişkilidir. Yaş arttıkça tüketim artar. Kümesteki kısmi civciv bölmesi veya yetersiz suluk gibi su alımını azaltan uygulamalar büyüme üzerine olumsuz etki yapar.

Çevre sıcaklığı
210C de su tüketimi yem tüketiminin 1.8 katıdır. Bu sıcaklığın üstündeki her bir 0C’de su tüketimi % 6-7 artar.

Cinsiyet
Erkeklerde ilk haftadan itibaren su tüketimi dişilerden fazladır. Su tüketimindeki bu farklılık cinsiyetler arasındaki yağ dokusu miktarının değişikliği ile açıklanır (dişiler erkeklerden daha fazla yağlı olurlar ve yağın su içeriği proteinden düşüktür).

Su sıcaklığı
Su sıcaklığına aşılamada kullanılan hariç fazla önem verilmez. Depolanan su sıcaklığı çevre sıcaklığına benzerlik gösterir. Soğuk iklimlerde önemli değildir, ancak sıcak iklimlerde su sıcaklığı yükseldikçe tüketim azalır. Su sıcaklığının 10 0C civarında olması idealdir. 26.7 0C ve üzerindeki su sıcaklıklarında su tüketiminde ve günlük canlı ağırlık artışında önemli azalmalar görülür. Eğer su devamlı 24 0C’den sıcak ise suyun sıcaklığı düşürülmelidir.
Aşılama suyu sıcaklığı 20 0C ‘den düşük olmalıdır. Sıcak havalarda aşılamadan evvel su sıcaklığı buz ilavesi ile düşürülebilir.

Su sistemleri
Modern işletmelerin çoğunda hastalık etkenlerinin yayılmasını azalttıkları, daha temiz su sağladıkları ve temizlik gereksinimi az oldukları için nipel suluklar tercih edilir. Hangi sistem kullanılırsa kullanılsın basınç, su debisi ve yükseklik ayarları gibi hususlar kontrol edilip gerekli ayarlar yapılmalıdır. Çanak suluklar her gün temizlenmelidir.

Yemin su tüketimine etkisi
Yem ve su içindeki Na, K ve Cl gibi minerallerin fazlalığı su tüketimini arttıracaktır. Protein oranındaki yükseklik de su tüketimini arttırır.

Su kalitesi
Aşağıdaki tavuklar için bazı su kalitesi kriterleri verilmiştir (Tablo1).
Suyun mikrobiyal yükünü ve mineral içeriğini kontrol etmek için düzenli su analizleri yapılması gerekir. Açık suluklarda mikrobiyal yükü, gaita ve oral/nasal sekresyon bulaştığı için kontrol etmek güçtür. Tablo 2.’de nipel ve çanak suluklarda oluşan mikrobiyal yük görülmektedir. Düzenli bir su sanitasyonu ve su sisteminde temizlik uygulaması mikrobiyal yük birikimini önleyecektir. Nipel suluklar gibi kapalı bir sistemde bile sanitizer uygulaması organik yük birikmesini, mineral tortularını ve biyofilm oluşmasını önler.

Suluk seviyesinde 3-5 ppm klor miktarı bakteriyel kontaminasyonu kontrol etmek için yeterli olacaktır.


Biyofilm
Normal koşullarda inorganik ve organik komponentler su hatlarının yüzeylerinde birikirler. Bu birikimler mikroorganizmaların çoğalmasını sağlar. Çoğalan mikroorganizmalar birbirlerine ve bulundukları yüzeye yapışırlar. Proteinler, polisakkaritler ve mikroorganizmalardan oluşan hücre dışı polimerik bir kaygan yapı ile kaplanırlar. Bu yapı biyofilm olarak adlandırılır. İçme suyu ile vitamin ve ilaç uygulamaları özellikle şekerli taşıyıcı içerdiklerinde biyofilm oluşmasını teşvik eder.
Buradaki bakteriler biyofilme özgü bir fenotip oluşturacak şekilde fizyolojik, metabolik ve fenotipik değişikliklere uğrayabilirler.

Sertlik
Suyun fiziko kimyasal özelliklerinden birisi olan sertliğe genellikle Ca ve Mg iyonları neden olur. Düşük konsantrasyonlarda bulundukları halde Zn, Fe, Sr, Al ve Mn’de suyun sertliğine katkı yapabilirler. Ca ve Mg, su borularında biriken sert- beyaz mineral tortusunun ana nedenidir. Suda bu minerallerin seviyesi yüksek ve pH da 7’nin üzerinde ise mineral tortusu oluşur.

Sülfatlar
Sülfatları Ca, Fe, Mg ve Na tuzları oluşturur. Yüksek konsantrasyondaki sodyum sülfat laksatif bir etki oluşturabilir.

Demir
Yüksek konsantrasyondaki Fe (>0.3 ppm) suyun tadını bozabilir ve Fe seven bakterilerin çoğalmasına neden olur. Kırmızımsı siyah renge ve su hatlarında birikintiye neden olur, su akımını engeller.

pH
Suyun pH’sı veya asitlik seviyesi hem tavuklar üzerine etki yapar hem de suyu dezenfekte etmekte kullanılan klor gibi dezenfektanların etkinliğini değiştirir. Suyun asidik olması tortu birikimini ve biyofilm oluşmasını önleyerek borulardaki daralmayı engeller ve suyun normal debide akmasını sağlar.

pH’sı ile ilgili önemli bir nokta da suyun 8 veya daha yüksek olan pH’sının 7’nin altına düşürüldüğü zaman elde edilen başarıdır. Pek çok üretici asitlendirme ile genetik potansiyele erişildiğini bilir ve bu konuda deneyime sahiptir. Yüksek pH’ya sahip alkali su, sindirim problemlerine, ishale, yemi değerlendirme oranında yükselmeye ve yem/su tüketiminde azalmaya yol açabilir. Tavuklar yalnızca 2 çeşit tadı algılar, tuzlu ve acı. Doğada çoğu zehir acı veya alkaloiddir. Bu nedenle eğer tadı acı ise doğal olarak tavuklar daha az su içer. Suyun acı tadı asitlendirilerek maskelenebilir ve su tüketimi arttırılabilir.

Organik asitler zayıf asitler olarak bilinirler ve H+ iyonlarını serbest bırakmaya daha az meyillidirler. Asitlendirme için sitrik asit, laktik asit veya asetik asit gibi organik asitlerin pH’yı düşürebilmek için fazla kullanılması, güçlü acı bir tat oluşturur ve tavukların daha az su içmelerine neden olur. İnorganik asitler H+ iyonlarını bırakmaya daha fazla meyillidirler ve daha az kullanıldıkları için tat problemi yaratmazlar.

Çok güçlü bir mineral asit içeren PKA®, (ASP-Animal Science Product) organik asitlerde görülen korozyon ve su tadındaki acılaşma gibi istenmeyen etkiler olmaksızın suyu asitlendirir. Hem dönem sonu su sisteminin temizlenmesine hem de suyun asitlendirilmesi için devamlı kullanıma uygundur.

PKA® ile suyu asitlendirmenin faydaları;
• Acı tat oluşturmaksızın pH’yı düşürür, optimum performansa ulaşılmasını sağlar (biyolojik etkinlik).
• Su tüketimini optimum seviyede tutar.
• Güçlü mineral asit olduğu için daha az kullanılır.
• Klorun etkisini arttırır.
• Suda kolay çözünür.
• Hatlarda biyofilm oluşmasını ve mineral birikimini önler.
• Antibiyotik kullanılmadan yapılan yetiştiriciliği tamamlar.

PKA® klorun etkinliğini arttırır
Klor, suda 3 değişik formda bulunur.
• Çözünmüş gaz
• Hypochloros asit
• Hypochlorite iyon

Eğer suyun pH’sı alkali ve özellikle 8’den yukarı ise klor, başlıca hypochlorite iyon şeklinde bulunur ve sanitize etme kalitesi çok düşüktür. Klor, 3.5-6.5 pH aralığında, yani asidik suda çok etkilidir ve bu durumda yüksek oranda güçlü sanitizer olan hypochloros asit şeklinde bulunur. Gerçekte rezidü serbest klorun % 85’i hypochlorous asit olarak bulunmadığı sürece yararlı bir sanitizer olarak değerlendirilmez. Suyun PKA® ile asitlendirilmesiyle biyolojik etkinlik veya klor optimizasyonu için gerekli olan 3-4.5 aralığında pH elde edilir.

Su, asitlendirilip klorlanırken asit ve klor birbirleri ile asla direk olarak karıştırılmamalıdır. Eğer karıştırılırlarsa insanlar için tehlikeli olan klor gazı ortaya çıkar. Su, klor katılmadan önce asitlendirilmelidir.
Sürülerden optimum performansı almak için suyun bakteriyal ve kimyasal kalitesi ile su sistemi düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerektiğinde PKA® gibi ürünlerle düzeltici ve önleyici uygulamalar yapılmalıdır.

Yorumlar.
    Henüz buraya kimse yorum yapmamış.Yorum yapmak için aşağıdaki paneli kullanabilirsin.
Yorum Yap.