Türkiye ve dünya yumurta sektörü üzerine
Sen Tarım Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı N. Serdar Paçalı, Türkiye’deki ve dünyadaki yumurta sektörüne, dışa bağımlılığa ve satışı arttıracak bazı stratejilere değindi.
Eskilerin ‘huylu huyundan vazgeçmez’ diye bir sözü vardır. Ben bu sözü çok severim çünkü tavukçuluğa adım atan kişiler bu işi ya gerçekten çok zor bırakır ya da hiç bırakamaz. Geçen uzun yıllar bizlere gösterdi ki; bu sektörün alışkanlık yapan bir yanı var.
Yumurta üretimimiz ve hayvan sayımız her geçen yıl fazlalaşıyor; kapasitemiz artıyor.
Çevremize baktığımızda gerçekten bu işe gönül vermiş, ciddi yatırım yapanlar insanlar var. Yatırımların yapılması gerekiyor çünkü ülke ekonomisine katkı sağlanıyor. Sektörden bir kaç küçük istatistiki bilgi vermek gerekirse; 2013 yılı verilerine göre 16.707.000.000 adet yumurta üretmişiz, bu da nüfusa endekslenirse kişi başına 218 adet yumurta demektir. Bizim tüketimimiz 2013 yılı itibariyle 170 adet yumurtadır. Bizlere bu rakam çok gibi gözükse de, aslında AB ortalamasının çok altında; AB ortalaması kişi başı yumurta sayısı 250 adet iken, Rusya ve Çin’de kişi bu rakam 300’dür. Rakamlar, yumurta tüketiminin daha çok teşvik edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Avrupa Birliği bu konuda çok başarılı; yumurtadan çeşitli gıda maddeleri yaparak tüketiciye alternatif ürünler sunuyor. Yumurta turşusundan tutun da, çocuklar için üzerinde sevilen çizgi film kahramanların bulunduğu kaynamış yumurtaya, salam şeklinde üretilen ve salam gibi kolayca kesilen yumurta botonlarından toz yumurtaya kadar pazarda birçok ürünü bulmak mümkün olmaktadır.
2002 yılında Almanya’da Dünya Kupası sırasında en çok satılan gıda ürünü kupaya katılan ülkelerin bayraklarının bulunduğu yumurtalar olmuştur. Bunların arasında da Türk Bayrağı’nın bulunduğu yumurtalar başı çekmiştir. Türkiye’nin o yıl dünya 3. olması Almanya’da Türk Bayraklı yumurta satışlarını patlatmıştı. Aslında bakıldığında bu çok basit, fakat gerçekten çok etkili bir satış stratejisidir.
Bir şeyi üretmek zor değildir ama pazarlamasını yapmak zordur. Yumurta fiyatlarının bu kadar değişken olmasının sebebi, üretim ve tüketim dengemizi tam olarak rayına oturtamamamızdır.
Basit olarak herkes, ‘ürün ne kadar bolsa, fiyatı o kadar düşer ‘ kuralını bilir. O halde yapılması gereken sektörde üretim ve tüketim dengesini sağlamaktır. ‘Biz üretelim, nasıl olsa satarız’ mantığı çağımızın iş dünyasında geçersiz bir kuramdır; önemli olan üreterek fark yaratmaktır. Çağımızın iş dünyasında birbirine benzer çok farklı ürün var; bu ürünlerin arasında farkı yaratan ürün satılacaktır.
Önemli bir konu olan dışa bağımlılıktan da biraz bahsetmek istiyorum.
Sektörümüz dışa bağımlı bir sektör ve bizler bu sektörde üretim yapmaya çalışıyoruz. Soya, mısır, vitamin, aşı ve ilacın dışarıdan geldiği bir sektörde üretim maliyetlerini düşürmek çok zordur. Üretim maliyetlerin yanına düşük fiyatlar da eklendiğinde, bu sektörde iş yapmak gerçekten zorlaşıyor. Dünya yumurta pazarında bence en büyük rakibimiz olan Brezilya, kendi mısırını –özellikle de soyasını- üretebildiği için ister istemez bizden bir adım önde olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak bu problemleri çözebilirsek ve dışa bağımlılık oranımızı en alt düzeye çekebilirsek, dünya genelindeki rakiplerimizle rekabet edebiliriz. Çünkü ülkemizde ve sektörümüzde bu potansiyel var.
Yorumlar.
Henüz buraya kimse yorum yapmamış.Yorum yapmak için aşağıdaki paneli kullanabilirsin.